4 Ağustos 2011 Perşembe

Sosyalizm ve İslam, bizi nasıl kandırdılar...


İslamiyet, insanlığa Hakk için hakça yaşamayı öngörür.

Peki ya Sosyalizm? Sosyalizm de insanlığa hakça yaşam öngörmüyor mu?

Hem İslamiyet hem Sosyalizm temelde insanlığa hakça yaşamayı öngörürken niye yıllardan beri ükemizde Sosyalizm, İslamiyet düşmanıymış gibi gösterildi, gösterilmeye devam ediyor?

Bunun nedeni, soğuk savaş yıllarında Amerika ve Kapitalizm’in en büyük düşmanı Sovyet Rusya’nın Sosyalizm ile yönetiliyor olması değil mi?

Mantık çok basit;
“Sosyalizm, dine, İslamiyet’e karşı; Amerika ve Kapitalizm, Sosyalist Sovyet Rusya’ya karşı. O zaman hadi bakalım bütün Müslümanlar, Sosyalizme ve Sovyet Rusya’ya karşı!
Tanrı Amerika’yı korusun ve yüceltsin!”

Sosyalizm’in fikir babası, Karl Marx’ın “Din, afyondur” sözünün amacından sapan, dini kendi istekleri doğrultusunda yönlendiren “Katolik Kilisesi”ne karşı söylenmiş olduğunu hepimiz, adımız kadar iyi biliyoruz, bilmeliyiz…
Bizler, bunu anlamayacak kadar, dinimizden koptuk mu? İslamiyet’in son din, Kuran-ı Kerim’in son kutsal kitap ve Hz. Muhammed (S.A.V.) son peygamber olmasının nedeninin, daha önceki dinlerin ve kutsal kitapların amaçlarından sapması, bozulması olduğunu bilmiyor muyuz?

İşte böyle böyle, kapitalist Amerika’nın ve iş birlikçilerinin oyununa getirildik!

Hâlbuki hem Sosyalist hem İslamcı yazarlarımız, düşünürlerimiz vardı, bizim… Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Nezihe Araz vb.
Amerika’nın oyununa getirilen muhafazakâr kesim gibi, Sosyalist olduğunu iddia eden dönemin solcuları da bir şekilde bu yazarlarımızı, düşünürlerimizi elinin tersiyle itip, onları sağcıların kucağına atmadılar mı?

Eğer bugün Türkiye’de Sosyalizme karşı bakış açısı bu şekildeyse bunun en büyük suçlusu yine bizler değil miyiz? En az kapitalist iş birlikçiler kadar bizler de suçluyuz…

Suçluyuz ve suçumuzu kabul etmiyoruz ama iktidar olmaktan bahsediyoruz…

Nasıl?

Önce kendi, özeleştirimizi yapmalıyız ve derhal öz benliğimize dönmeliyiz! Ancak bu şekilde, halkımızla yeniden iç içe olabiliriz ve halka kendimizi anlatabiliriz…

Bunun yolu da ancak ve ancak damarlarımızdaki asil kanla olacaktır…
(04 Ağustos 2011, Sarıgöl)

Saygılarımla,
Ahmet Harun Şen

facebook.com/HrnSnBJK1903
facebook.com/A.Harun.Sen
twitter.com/AhmetHarunSen